-
1 inanmak
vi1) glauben (-e)inanılacak şey değil! es ist nicht zu glauben!buna inan(m) ıyor musun? glaubst du das (nicht) ?ister inan ister inanma, ... ob du es glaubst oder nicht,...sana inanıyorum ich glaube dirsen de buna inanmıyorsun ki! das glaubst du doch selber nicht!( şuna) inanıyorum ki, ... ich bin (davon) überzeugt, dass...2) a. rel glauben (-e an)Allah'a inanıyorum ich glaube an GottTanrı'ya \inanmak an Gott glauben3) trauengözlerine inanamadı er traute seinen Augen nichtkulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen -
2 glauben
glauben ['glaʊbən]I vt1) ( meinen) sanmak;ich glaube nicht, dass das geht bunun olabileceğini sanmıyorum [o sanmam], olabileceğine inanmıyorum;sie glaubte ihn in Schwierigkeiten ( geh) onun sıkıntıda olduğunu sanıyordu;einer musste daran \glauben ( fam) kabak birinin başın(d) a patlamak, kabak birinin başına patlaması gerekiyordu2) ( für wahr halten) inanmak;das glaubst du doch selber nicht sen de buna inanmıyorsun ki;es ist nicht zu \glauben! inanılacak şey değil!;ich glaube dir sana inanıyorum;ob du es glaubst oder nicht, ich habe gewonnen ister inan ister inanma, ben kazandımII vi a. rel inanmak (an -e);ich glaube an Gott Tanrı'ya [o Allah'a] inanıyorum -
3 inanmak
ве́рить* * *-e1) ве́рить кому-чемуinanıp güvenmek — доверя́ть
2) ве́рить, пове́рить во чтоyıldız falına inanmak — ве́рить в гада́нье по звёздам
3) ве́рить, доверя́ть кому-чемуben size inanıyorum — я вам доверя́ю
her reklama inanmayın — не ве́рьте ка́ждой рекла́ме
4) ве́рить, ве́роватьAllaha inanmak — ве́рить в Алла́ха
kadere inanmak — ве́рить в судьбу́
-
4 gern
\gern lesen/singen/tanzen okumayı/şarkı söylemeyi/dans etmeyi sevmek;jdn \gern haben birini sevmek;sehr \gern! seve seve!;sie liest \gern o, okumayı sever;ein \gern gesehener Gast sevilen bir konuk;\gern geschehen! rica ederim!;das glaube ich \gern buna inanırım, buna inanıyorum;du kannst \gern mitkommen istersen gelebilirsin;ich hätte \gern den Chef gesprochen şefle görüşmeyi isterdim -
5 überzeugen
überzeugen*II vrsich \überzeugen kanaat getirmek ( von -e), görüp ikna olmak;sich persönlich/mit eigenen Augen \überzeugen bizzat/kendi gözleriyle görüp ikna olmak;\überzeugen Sie sich selbst davon! inanmıyorsanız gidin, kendiniz görün! -
6 convaincu
persuadé inanmış◊Je suis convaincu qu'il m'aidera. — Bana yardım edeceğine inanıyorum.
-
7 convaincue
persuadé inanmış◊Je suis convaincu qu'il m'aidera. — Bana yardım edeceğine inanıyorum.
-
8 croire
Iv t1 admettre comme sincère inanmak◊Il m'a cru. — Bana inandı.
2 accepter comme vrai inanmak◊Je crois ce qu'il me dit. — Bana söylediğine inanıyorum
♦ croire que sanmak◊Je crois qu'il est déjà parti. — Gittiğini sanıyorum.
IIv i1 penser comme possible inanmak2 penser comme bien inanmak